DOĞUŞ AZEBLER

DETAYLI PROGRAM İÇERİĞİ

Giriş Yazısı

Hoş geldiniz,
Değerli Misafirlerimiz,
Geçtiğimiz yüzyılda ilmî ve irfânî çalışmalarıyla derin izler bırakan, gönüllerimize taht kurmuş olan Hocamız Mahmud Es’ad Coşan’ın (Rh.A) hicrî 89. doğum yıl dönümünde, sizleri burada ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.
“Doğuş Azebler” başlığı altında düzenlediğimiz bu özel program, Gelibolu Azebler Namazgâhı'nda sabah namazı ile başlayacak ve dualarla taçlandırılacaktır. Bu buluşma, yalnızca bir anma etkinliği değil, aynı zamanda 1400’lü yılların Osmanlı toplumunu ve Yazıcızâdeler’in hayat felsefelerini daha iyi anlamaya yönelik bir farkındalık hareketidir.
Gelibolu, 15. yüzyıl Osmanlı ruhunun en uç noktada yaşandığı mübarek bir beldedir. Burada, fetih ruhunu, ilim ve irfanı, adalet ve doğruluğu hayatın merkezine alan bir Osmanlı toplumu vardı. Yazıcıoğlu Ahmed ve Mehmed kardeşler gibi yiğitlerin örnek yaşamları, bizlere bugün bile ilham vermektedir.
Bu müstesna programın, Mahmud Es’ad Coşan (Rh.A) ve Yazıcıoğlu Kardeşler’in mirasını daha güçlü bir şekilde yaşatmamıza vesile olacağına inanıyoruz. Bu manevi atmosferi hep birlikte paylaşmak bu anlamlı mirası nesilden nesile aktarmamıza yardımcı olacaktır.
Sizleri burada görmekten duyduğumuz memnuniyeti bir kez daha ifade eder, selam ve muhabbetlerimizi sunarız.
Mahmud Es’ad Coşan Vakfı

Program Akışı


Program Öncesi (05:00-06:00)

Salâ & Ezan
Yasin Suresi ve Zümer Suresi 53-62. Ayetlerin Tilaveti

Program (06:00-07:00)

Sabah Namazı
Mahfel Sürmesi
Dua Kitabından Dualar
Konuşma
Zikr
Hatm-i Hâcegân
Dua
İşrak Namazı

Program Sonrası (07:00-08:00)

Çorba ve şerbet ikramı

Program Öncesi: Sala ve Ezan Mahiyeti ve Manası


Salâ

Arapça’da “dua” ve “namaz” anlamlarına gelen salâ (salât) Hz. Peygamber’e (s.a.s) Allah’tan (c.c) rahmet ve selâm temenni eden, onu metheden, onun şefaatini dileyen, aile fertlerine ve yakınlarına dua ifadeleri içeren, çeşitli şekillerde tertiplenmiş hürmet ve dua cümlelerini ihtiva eden, belirli bestesiyle veya serbest şekilde okunan güftelerin genel adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de (el-Ahzâb 33/56) ve hadislerde Hz. Peygamber’in (s.a.s) adı anıldığında ona salâtüselâm getirilmesi tavsiye edilmiş, bundan dolayı özellikle Osmanlı kültüründe salavat getirmek, salavat çekmek, salâ vermek gibi adlarla pek çok salâ metni ortaya çıkmıştır. Sözleri Arapça olup bir kısmı besteyle okunan salâlar okundukları yere ve zamana göre sabah salâsı, cuma ve bayram salâsı, cenaze salâsı, salât-ı ümmiyye, salâtüselâm gibi adlarla anılmıştır.

“Kim bana bir defa salavât getirirse Allah da ona on defa rahmet eder.” 
(Müslim, “Salat”, 70.)

Ezan

Mana ve muhtevası bakımından ezan hem namaz hem de İslâm için bir çağrıdır. Yani ezan vasıtasıyla insanlar bir taraftan namaza çağrılırken diğer taraftan İslâm’ın üç temel ilkesini oluşturan Allah’ın varlığı ve birliği, Hz. Muhammed’in (s.a.s) O’nun elçisi olduğu ve asıl kurtuluşun (felâh) ahiret mutluluğunda bulunduğu gerçeği açıklanmış olur. Yer küresinin güneş karşısındaki konumu ve kendi çevresinde dönüşü ile namaz vakitlerinin oluştuğu göz önünde bulundurulduğu takdirde Müslümanlarla meskûn olan her noktada günde beş defa okunan ezanın kesintisiz devam ettiği, bu ilâhî mesajın günün her anında yeryüzünden yükseldiği anlaşılır.

Efendimiz (s.a.s) "Ezan ile ikamet arasında dua geri çevrilmez." buyurunca Sahâbe-i Kiram “Ya Resulallah, nasıl dua edelim?” diye sormuşlar. Resul-i Ekrem (s.a.s) de; "Allah'ın (c.c) affını, dünya ve ahirette afiyette kılmasını isteyiniz." buyurmuştur. 
(Tirmizî, “Daâvât”, 129.)

Program Öncesi: Yasin Suresi + Zümer 53-62 Tilaveti Manası


Zümer Sûresi 53-62 Ayet-i Kerîmelerin Meali

53. De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey nefislerine karşı (günah işleyip) aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah (şirk koşan ve inkâr edenler dışında, dilediği kimseler için) bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.”

54. “(Bundan böyle) size azap gelmeden önce, Rabbinize dön(üp tevbe ed)in ve O’na (gönülden) teslim olun. Sonra yardım olunmazsınız.”

55. “Siz farkında bile değilken ansızın size azap gelip çatmadan önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur’an’a) uyun.”

56. (Yoksa o azap günü, günahkâr) kişi: “Allah’a karşı aşırı gitmemden dolayı yazıklar olsun bana! Gerçekten ben (Kur’an ve mü’minlerle) hakikaten alay edenlerdendim.” diye(rek üzüle)cektir.

57. Yahut: “Eğer Allah bana hidayet etseydi, elbette ben (günahlardan) sakınanlardan olurdum.” diyecek.

58. Yahut azabı gördüğü zaman: “Keşke benim için (dünyaya) dönüş olsaydı da güzel hareket eden (mü’minler)den olsaydım.” diyecektir.

59. (O gün Allah şöyle buyurur:) “Hayır! Âyetlerim sana geldi de sen onları yalanladın, (iman etmedin) büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.”

60. Allah’a karşı yalan uyduranları kıyamet gününde, yüzleri kapkara bir halde görürsün. (Allah’a karşı) kibirlenenler için cehennemde yer mi yok?

61. Allah, kendisine saygı duyup emrine uygun yaşayanları, (bu) başarıları sayesinde (bütün sıkıntılardan) kurtarır. Artık onlara kötülük (azap) dokunmaz ve onlar mahzun da olmazlar.

62. Allah, her şeyin yaratanıdır. O her şeye vekildir.

Yasin Sûresi Meali
Okumak için tıklayınız.


Sabah Namazı Faziletleri


Sabah Namazı

“İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi.” 
(Buhârî, “Ezân” 9.)


“Sabah namazının iki rekât sünneti, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır.” 
(Müslim, “Müsâfirîn”, 96.)

Namazda Okunan Ayetlerin Manası


Sabah Namazı Farzı 1. Rekat

Fetih Sûresi 1-10 Ayet-i Kerîmelerin Meali

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla

1. (Resûlüm!) Biz, sana apaçık bir fetih (ve zafer yolu) açtık.

2-3. (Bu) senin (zelle olan) günahından, geçmiş ve gelecek olanı Allah’ın bağışlaması,sana nimetini tamamlaması ve seni (böylece) doğru bir yola iletmesi ve yine Allah’ın sana şanlı bir zaferle yardım etmesi içindir.

4. İmanlarına iman kat(ıp artır)sınlar diye, mü’minlerin kalbine huzur (ve sebat) indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları ancak Allah’ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

5. (Hem bu lütuflar,) mü’min erkeklerle mü’min kadınları, içinde ebedî kalmak üzere, alt tarafından ırmaklar akan cennetlere yerleştirmesi ve onların kötülüklerini örtmesi içindir. Bu da Allah katında büyük bir kurtuluştur.

6. (Öte yandan mü’minlere bu yardım, onların “Allah, mü’minlere yardım etmez.” diyerek) Allah’a kötü zanda bulunan münâfık erkeklerle münâfık kadınlara, müşrik erkeklerle müşrik kadınlara azap etmesi içindir. (Mü’minlerin başına gelmesini istedikleri) kötü olaylar, kendi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. O ne kötü bir dönüş yeridir!

7. Göklerin ve yerin (azap ve yardım) orduları yalnız Allah’ındır. Allah, yegâne galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.

8. (Resûlüm!) Şüphesiz biz seni (bütün insanlara) bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

9. Bu ise: (Sizlerin de) Allah’a ve Resûlü’ne iman edip o (Resûlü’)ne yardım etmeniz, ona saygı göstermeniz, sabah akşam (Allah’ı) tesbih etmeniziçindir.

10. (Resûlüm!) Sana (samimiyetle) biat edenler (ölünceye kadar sana bağlılığa ve İslâm uğrunda savaşmaya söz verenler)ancak Allah’a biat etmiş olurlar. Allah’ın (kudret) eli onların ellerinin üstündedir. Artık kim (bu bağlılığı) bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’a söz verdiği şeyi yerine getirirse, O da ona büyük bir mükâfat verecektir.


Sabah Namazı Farzı 2. Rekat

Saff Sûresi 1-13 Ayet-i Kerîmelerin Meali

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla

1. Göklerdekiler de, yerdekiler de Allah’ı tesbih (ve tenzih) eder. O mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibidir.

2. Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?

3. Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah yanında ne kadar çirkindir!

4. Allah, kendi yolunda (birbirine) kurşunla kenetlenip kaynaşmış bir yapı gibi saf halinde (kendi yolunda) savaşanları sever.

5. Vaktiyle Musa kavmine: “Ey kavmim! Benim sizin için (gönderilen) Allah’ın peygamberi olduğumu bildiğiniz halde niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. İşte onlar (haktan batıla) sapınca, Allah da onların kalplerini (hidayetten) saptırdı. Allah, yoldan çıkan bir topluluğu doğru yola eriştirmez.

6. Hani Meryemoğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size gönderdiği peygamberiyim. Benden önce gelen Tevrat’ı tasdik edicive benden sonra gelecek, adı Ahmedolan bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim” demişti.Fakat o (müjdelenen peygamber) apaçık delillerle kendilerine gelince: “Bu açık bir sihirdir.” dediler.

7. Kendisi İslâm’a davet edilirken (ona geleceği yerde,) Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kim vardır? Allah, zalimler topluluğunu doğru yola (ve başarıya) erdirmez.

8. (Onlar) Allah’ın nurunu (güya) ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Halbuki Allah, kâfirler hoşlanmasa da nurunu (İslâm dinini) tamamlayacak (gayesine ulaştıracak)tır.

9. O (Allah’tır) ki müşrikler hoşlanmasa da, (her yönüyle tamamlanmış son dininin) bütün dinlerin üzerinde olduğunu göstermek için; Resûlü’nü, hidayet (vesilesi ve rehberi Kur’an) ve hak din (İslâm) ile göndermiştir.

10. Ey iman edenler! Sizi acıklı bir azaptan kurtaracak bir ticaret (şeklini) size göstereyim mi?

11. Allah’a ve Resûlü’ne iman edersiniz, Allah yolunda (kula kulluktan kurtulup hayata İslâm’ın hâkim olması için) mallarınız ve canlarınızla cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.

12. (Böyle yaparsanız, Allah) sizin günahlarınızı bağışlar, sizi alt tarafından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki çok güzel meskenlere (köşklere) koyar. İşte bu, en büyük kurtuluş ve saadettir.

13. Hoşunuza gidecek bir diğer husus da Allah’tan bir yardım ve yakın bir zaferdir. (Resûlüm! Bunları) mü’ minlere müjdele!

Mahfel Sürmesi Mahiyeti Manası


Mahfel Sürmesi, cami musikisinin en önemli formlarından biridir ve genellikle Cumhur Müezzinliği içinde değerlendirilir. XVII. yüzyıl sonları ve XVIII. yüzyıl başlarında yaşamış olan Eyüp Sultan Camii Başmüezzini Abdülgani Gülşenî tarafından bestelenmiştir. XX. yüzyılın başlarına kadar Eyüp Sultan Camii'nde müezzinler tarafından icra edilmiştir. Beş bölümden oluşan Mahfel Sürmesi, camilerde namaz sonunda yapılan Ayet-el Kürsi kıraati, tesbihat ve duanın bir veya birden fazla müezzin tarafından topluca okunmasıdır ki cemaatin icraya katılmasına zemin hazırlar. 

(https://isamveri.org/pdfdrg/D03500/2017_1/2017_1_KOCAF.pdf)


Dua Kitabından Okunacak Duaların Manaları


Yüzümü Hanîf (Allah’ı birleyici) olarak, gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ben (Allah’tan başka otoriteler tanıyan) müşriklerden değilim. Namazım, (hac, umre, diğer) ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin rabbi Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Bana bu şekilde (inanmak) emredildi ve ben müslümanlardanım. Allah’ım! Senden başka ilâh yoktur. Sen el-Melik’sin (her şeyin sahibi ve hükümranısın). Sen benim Rabbimsin ve ben de senin kulunum. Nefsime zulmettim. (İşte) günahlarımı itiraf ediyorum, bütün günahlarımı bağışla. Çünkü günahları ancak sen bağışlarsın. Beni ahlâkın en güzeline erdir. Onun en güzeline ancak sen erdirirsin. Ahlâkın kötüsünden de beni uzaklaştır. Çünkü onun kötüsünden beni ancak sen uzaklaştırırsın. Buyur, Allahım! Buyur! Hayrın hepsi, senin elindedir. Şer, sana nispet edilemez. Ben sana (sığınır) ve sana dönerim. Sen, mübarek ve yücesin. Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.
(Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 201.)

Allah’ım! Sen Rabbimsin. Senden başka ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben ise senin kulunum. Gücüm yettiğince sana verdiğim söz ve ahdim üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Üzerimdeki nimetini ikrar eder, günahımı da sana itiraf ederim. Beni affet. Günahları bağışlayan ancak ve ancak sensin. (Buhârî, “Da’avât”, 2, 6306.)

Allah’ım! Tembellikten, düşkünlük derecesinde yaşlılıktan, borç yükünden ve günahtan sana sığınırım. Allah’ım! Cehennem azabından ve cehennem fitnesinden, kabir azabından, zenginliğin fitnesinin şerrinden ve fakirliğin fitnesinin şerrinden, Mesih-Deccal fitnesinin şerrinden sana sığınırım. 
(Buhârî, “Da’avât”, 44, 6375.)

Allah’ım! Doğu ile Batı arasını uzak kıldığın gibi benimle günahlarım arasını uzak kıl. Allah’ım! Beyaz elbisenin kirden arınması gibi, sen de beni hatalardan arındır. Allah’ım! Hatalarımı su, kar ve dolu ile yıka. 
(Buhârî, “Ezân”, 89, 744.)

Ortağı olmayan, bir ve tek Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na özgüdür. O’nun gücü her şeye yeter. Allah’ım! Verdiğini kimse engelleyemez. Engellediğini de kimse veremez. (Allah’ım!) Hiçbir şân şeref sahibi fayda veremez. Şân ve şerefi veren sensin. 
(Buhârî, “Ezân”, 155, 844.)

Allah yücedir ve bütün noksan sıfatlardan münezzehtir. Hamd sadece Allah’a özgüdür. Allah’tan başka ilâh yoktur. Allah en büyüktür. Yüce ve ulu Allah’ın güç ve kuvvetinden başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur. 
(İbn Mâce, “Duâ”, 16, 3878.)

Yarattıklarının sayısınca Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim. (3 defa)
Hoşnutluğu miktarınca Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim. (3 defa)
Arş’ının ağırlığınca Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. (3 defa)
Kelimelerinin miktarınca Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. (3 defa)
(Tirmizî, “Da’avât”, 104, 3555.)

Gökte yarattıkları sayısınca Sübhânallah (Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim). Yerde yarattıkları sayısınca Sübhânallah. Gökle yer arasında yarattıkları sayısınca Sübhânallah. Yaratacağı şeylerin sayısınca Sübhânallah. Bir o kadar Allahu Ekber (Allah en büyüktür). Bir o kadar Elhamdülillah (Allah’a hamd ederim). Bir o kadar Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilâh yoktur). Bir o kadar da Lâ havle velâ kuvvete illâ billah (Allah’tan başka hiçbir güç ve kuvvet sahibi yoktur). 
(Ebû Dâvud, “Salât”, 359, 1500.)

İsmi anıldığında yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla. O her şeyi duyar ve bilir. (3 defa)
(Ebû Dâvud, “Edeb”, 111, 5088.)

Rab olarak Allah’tan, din olarak İslâm’dan, nebî olarak Muhammed aleyhisselâm’dan razıyım. (3 defa)
(Tirmizî, “Da’avât”, 13, 3389.)

Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah bana yeter. O’na güvendim, O’na dayandım. O, büyük Arş’ın Rabbidir.
((9/Tevbe, 129) (7 defa) Ebû Dâvud, “Edeb”, 111, 5081.)

Allah’ım! Seni (şânına yakışmayan her sıfattan) tenzih eder ve sana hamd ederim. Senden başka (gerçek) bir ilâh olmadığına şahitlik ederim. Senden af dilerim. Sana tevbe ediyorum. 
(Ebû Dâvud, “Edeb”, 32, 4859.)

Zikrin Mahiyeti


Sözlükte “bir şeyi anmak, hatırlamak” anlamındaki zikir kelimesi dinî literatürde “Allah’ı (c.c) anmak ve unutmamak suretiyle gafletten ve nisyandan kurtuluş” anlamında kullanılır. Zikir dil veya kalp ya da her ikisiyle beraber yapılır; bu ise ya unutulan bir şeyi hatırlama ya da hatırda olanı muhafaza etme şeklinde olur. (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “ẕikr” md.).

Kur’an’da, Allah’ın (c.c) içten yalvararak ve korkarak alçak sesle sabah akşam çokça zikir ve tesbih edilmesi emredilmiş (A‘râf 7/205; Ahzâb 33/41-42), O’nun zikrinin her şeyden üstün olduğu vurgulanmış (Ankebût 29/45), Allah’ı (c.c) anmanın bütün ibadet ve itaatlerden önemli sayıldığı ifade edilmiştir.

Hadislerde de zikrin önemine ve zikir ehlinin faziletlerine işaret edilmiş zikir halkaları cennet bahçelerine benzetilmiştir (Tirmizî, “Daʿavât”, 83.). En hayırlı amelin Allah’ı (c.c) zikretmek olduğu, zikrin altın ve gümüş infak etmekten, düşmanla savaşmaktan bile üstün sayıldığı kaydedilmiştir (Tirmizî, “Daʿavât”, 6; İbn Mâce, “Edeb”, 53). Ayrıca zikir maksadıyla bir araya gelen topluluğu ilâhî rahmetin ve meleklerin kuşatacağı, üzerlerine sekînet ineceği, Allah’ın (c.c) da onları kendi nefsinde anacağı (Müslim, “Ẕikir”, 39; Tirmizî, “Daʿavât”, 7), yeryüzünde “Allah Allah” diyen bir kişi bulundukça kıyametin kopmayacağı belirtilmektedir (Müslim, “Îmân”, 234)(DİA, “Zikr”, 44. Cilt, 409-411..

Zikirde önemli olan ihlastır, çünkü zikirden maksat Allah rızasını kazanmaktır. Zikrin en faziletlisi, kalp ve dil birlikteliğiyle yapılandır. Kalbi gaflet içinde olan bir kimse yaptığı zikirden fayda sağlayamaz.

Kalbe ferahlık, sevinç ve rahatlık veren zikir, zaman ve mekânla alâkalı değildir, insanın her anında mümkündür. İşiyle meşgul olan bir kimsenin, bir taraftan Hakk'ı zikretmesi, hayatının bütün safhalarının ibadetle geçmesi demektir.

Zikir, İslam'ın ruhu olan sevgi ve muhabbeti temin eder. O kurtuluş ve saadetin kaynağıdır. Allah Teâlâ her şey için bir sebep yaratmıştır. Sevginin husûlüne sebep de zikirdir. Her kim Allah Teâlâ'nın sevgisine nail olmak isterse zikre devam etmelidir. İnsanın kalbi için zikir, balığın suya duyduğu ihtiyaç gibidir.

Ahmed-i Bîcân’a göre ise “gönülleri keşfeden zikir “lâ ilâhe illallâh”, ruhları keşfeden zikir “Allâh”, sırları keşfeden zikir ise “Hû” zikridir.” (Ahmed-i Bîcân, Müntehâ (II), vr. 190b.)

“Allahu Teâlâ istiğfara devam eden kimsenin her sıkıntısı için bir çıkış yolu ve her kederi için bir ferahlık sağlar. Onu hiç beklemediği bir yerden rızıklandırır.”

Okunacak Zikirler


• Uşşak Besmele
• Uşşak istiğfar
• Uşşak Tevhid
• Esma zikri
• Uşşak Salât-ı Ümmiye

• Hicaz Tevhid
• Hicaz Zirgüle Dua
• Her kelamın alâsı La ilahe ilallah
• Hicaz Tevhid
• Hicaz Salât-ı Ümmiye

• Nihavend Tevhid
• Hasbi Rabbi Celallah
• Nihavend Salât-ı Ümmiye

• Segah Tekbir
• Segah Salât-ı Ümmiye
• Hu Zikri

• Entel hâdi entel Hâk
• Kaside-i Bürde
• Rast Salât
• Mahur Salât

Hatm-i Hâcegân Mahiyeti


Hatm-i Hâcegân, bir zikir ve dua meclisidir. Bu terim, zikir meclisinin başında ve sonunda okunan Fâtiha Suresi'nin Kur'an'ın özeti olarak kabul edilmesi ve hatmedilmesi anlamına gelir. Bu yüzden bu zikre "Hatm-i Hâcegân" adı verilmiştir.

Bu ritüelde belirli dualar ve sureler, belirli sayılarla okunur. Özellikle Fâtiha, İnşirah, İhlâs surelerinin okunduğu bu zikirlerde, her bir sure farklı sayılarda tekrarlanır. Hatm-i Hâcegân, hem toplu hem de bireysel olarak yapılabilir. Bu ritüel, genellikle abdestli, sakin ve huzurlu bir ortamda gerçekleştirilir.

(DİA, "Hatm-i Hacegan", cilt 16, sayfa 33-35.)

İşrak Namazı Mahiyeti


“Kim sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikrederek bekler ve iki rekat namaz kılarsa hac ve umre sevabı kazanır.”
(Tirmizî, “Ebvâbu’b-Salât”, 586.)

Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Her birinizin her eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. Bu sebeple her tesbih (sübhânallah) bir sadaka, her hamd (elhamdülillâh) bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah) bir sadaka, her tekbir (Allahüekber) bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rek‘at namaz ise bunların hepsinin yerini tutar.”
(Müslim, “Müsâfirîn”, 84.)

Düğün Çorbası, Ekmek ve Şerbet İçindekiler Bilgisi


“Ey insanlar! Yeryüzündeki helal ve temiz şeylerden yiyin.”

(Bakara, 2/168.)


Düğün Çorbası
Dana eti
Organik beyaz un
Yumurta sarısı
Limon suyu
Tereyağı
Soğan
Defne yaprağı
Tane karabiber
Tuz

Şerbet
Demirhindi
Hibiskus
Çubuk Tarçın
Kuru Zencefil
Karanfil
Kaya Şekeri
Su

Ekmek

Su